Seçim önü Enflasyon Yatırım ve Büyüme Üzerine Analizler

Resmi enflasyonu baz alalım %55, faiz de bankaların verdiği faizlere bakalım merkez bankasına değil, bankaların verdiği faizler %30 maksimum ama bir tarafta da KHK pimi var. Yani kuru koruma gibi bir pim olduğu için, nerede nasıl patlayacak o da ayrı bir olay.

Normal mevduat, Türk Lirası mevduat yapsam kıpırdamadı. Diyelim ortalama faiz veriliyor. Demek ki 30 puan altındayız. Dolayısıyla insanlar tasarruflarını bankaya yatırmayı tercih etmiyorlar. Yani türk lirası olarak tutmayı tercih etmiyorlar. Dolar olarak da tercih etmiyorlar. Çünkü dolara da %0,1 faiz veriyorsun ve doları da zaten bankalar istemiyor. Onun için kur korumaya döndürüyor.

Amerikan tahviline yatırsan işte 33,5 civarında faiz alıyor. Orada da bir kontrol var. Türkiye açısından şöyle var, merkez bankası orada da faizi enflasyondan biraz düşük tutuyor. Şimdi arttırmaya başladılar ama onu dolayısıyla orada ama Türkiye’deki kopukluk yok. Yani 30 puan değil, fark 30 puan olduğu zaman şöyle oluyor, 100 liram var, bankaya yatırdım. Yıl sonunda 130 TL alıyorsun ama bunun 55 lirası erimiş oluyor.

Tahvil faizi de %10lar civarında. Ne yapacaksın burada geriye borsa kalıyor, altın varsa altına gidiyorsun, gayrimenkul alıyorsun araba değiştiriyorsun.

Türkler inanılmaz araba değiştiriyor. Şu an ne yapsınlar? Yani 23 yılda, 4 yılda 5 yılda bir değiştirdiği arabayı şimdi 2 yılda bir değiştiriyor. Çünkü daha pahalı olacak alamam diye, çünkü cebindeki para buharlaşıyor.

Dolayısıyla gayrimenkul fiyatları artıyor, araba fiyatları artıyor, onları yapamayanlar eve şampuan ve deterjan stokluyor. Bu sefer onların fiyatları artıyor. Aslında insanları harcamaya itiyor.

Enflasyon olsun ki, istihdam olsun millet para harcasın piyasa hareket etsin. Zaten baştaki plan buydu galiba. Büyümeyle ilgili harcamaları arttırırsan o zaman enflasyon kontrolden çıkıyor. Tersini yapıyorsan büyüme düşüyor. Türk siyasetçinin genel eğilimi budur. Her sene bizim hedefimiz enflasyonu düşürmek diye başlarlar. Öyle bir hedef yok aslında o biraz laf ola beri gele oluyor. Esas hedef büyümeyi yüksek tutmak. Çünkü büyümeyi yüksek tuttuğu zaman işsizlik nispeten düşük kalıyor, işsizlik çok önemli.

30 yaşınlarında ki insanlar şöyle bir sonuç ortaya çıkardı, diyor ki; ben uzun süre aynı ürünü belli bir paraya alıyordum. Yani araba alabiliyordum, ev alabiliyordum. Şimdi ev kirası ödeyemez hale geldim. 30 yaşındaki insanlar krizi daha derin hissediyorlar. Çünkü gençler ben nerede oturacağım, ev sahibim beni çıkarıyor, ev bulamıyorum diyor. Şimdi bu bir taraftan çalışıyorlar. Para kazanıyorlar ama bir taraftan da çok ciddi bir kriz yaşıyorlar. Barınma problemi var.

Şimdi deprem oldu diye bir çok inşaat olacak. Türkiye inşaat konusunda lider. Deprem sonrası birçok inşaat olacak. İnşaat dediğin şey aşağı yukarı 600 – 650.000 konut birimi yenilenecek, bir de onarılacak olanlar var. İnşaat işlerinden çok ciddi bir büyüme geliyor. Türkiye hep böyle büyüdü. Şöyle düşünün kişinin bir konut biriminde yani bir apartman dairesinde ortalama 150 tane sanayi ürünü kullanılıyor. Dolayısıyla bir tane konut birimi yaptığın zaman 150 sanayi şirketi çalışıyor. 150 sanayi üretim merkezi.

Yorum yapın